Skip to main content
Çarşamba-Pazar: 10:30 - 16:45 Tel: +90 216 3812060

“[Sait Faik’e] geceleri sinemalarda rastlardım. Tanışmazdık. Sinemanın ön sıralarına oturur, koltuğuna iyice gömülürdü. Koyu yeşil bir pardösüsü, çok dar kenarlı, kafasının biraz üstünde kalan kahverengi bir şapkası vardı. Sinema dönüşü dalgın, Beyoğlu’nun gece yarısı kalabalığına dalar, çeker giderdi. Sinemada bulunanlar arasında bu gedikli birinci mevki müşterisinin yazısını okuyan var mıdır acaba, diye çok düşünmüşümdür. Kuşkusuz, yoktu. Sait Faik, edebiyattan hoşlanacak bir okur topluluğunu hazır bulan talihli yazarlardan değildi. Okurunu yetiştiren, eğiten, okuruyla birlikte oluşan bir yazardı. Gerçek talihinin de bu olduğu söylenemez miydi?”

                                                                                                                                                               Sabahattin Kudret Aksal

                                                                                                                   (Doğu ve Batı Dergisi, Haziran 1954, Yeni Seri: 5/4)

Ben bir acayip oldum. Gözüm kimseyi görmüyor, kimsenin kapımı çalmasını istemiyorum. Dünyanın en sevimli insanları olan posta müvezzilerinin* bile… Mahallemden pek memnunum. Yedi senedir çıkmadım oradan desem yeri. Hiçbir dostum da nerede oturduğumu bilmiyor. Mahallem dediğim; şu yedi senedir -üç ayda bir Karaköy’e inip dükkân kirasını almak bir yana- yaşadığım yer, üç dört sokak içindedir.

Mahallem birbirine muvazi** üç sokakla, bu sokakları diklemesine kesen bir diğer sokak, bir de bunlardan bütün bütüne bağımsız…

İçindekiler;

Sait Faik’in Ardından / Sabahattin Kudret Aksal

Lüzumsuz Adam

Ben Ne Yapayım?

Birahanedeki Adam

Mürüvvet

İp Meselesi

Menekşeli Vadi

Bizim Köy Bir Balıkçı Köyüdür

Kaçamak, Papağan, Karabiber

Bacakları Olsaydı

Ayten

Papaz Efendi

Bir Külhanbey Hikâyesi

Kameriyeli Mezar

Hayvanca Gülen Adam